10 Aralık 2007 Pazartesi

KURAN-I KERİM



A. Kuran-ı Kerim

Kuran-ı Kerim, Allahın kelamıdır. İnsanlığı dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırmak için son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)e Arapça olarak Cebrail aracılığıyla vahyedilmiştir. Hz. Peygamberden itibaren nesilden nesile tevatür yoluyla nakledilegelmiştir. Okunmasıyla da ibadet edilen bu ilahi kelam eşsizdir. Onun bir benzeri ortaya konulamamıştır, konulamaz.

Kuran-ı Kerim evrenseldir. İlahi kitapların sonuncusudur. Kıyamete kadar insanlığa yol gösterecek yegâne ilahi kitaptır. Allah, Kuran-ı Kerimi bizzat kendi korumasına almıştır. Onunla, daha önce indirdiği ilahi kitapların geçerliliğine son vermiştir. Zaten Kurandan önce indirilen ilahi kitaplar insanlar tarafından tahrif edilmiş bulunuyordu. Nitekim, önceki ilahi kitapların tahrif edildiği bizzat Kuran tarafından ifade edilmektedir. (Nisâ sûresi, âyet, 46; Mâide sûresi, âyet,13,14; Bakara sûresi, âyet, 85)

Kuran-ı Kerim, kendinden önceki diğer ilahi kitaplarda da yer alan, Allaha, peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe, her şeyin Allahın takdir ve yaratmasıyla olduğuna iman; canın, malın, neslin, aklın ve dinin korunması gibi, dinin temel esaslarını yeniden ortaya koymuş, onlardaki gerçekleri tasdik etmiş, tahrif edilen hususları da düzeltmiştir.

Esas itibariyle, peygamberler tarafından insanlara tebliğ edilmiş olan dinin temel prensiplerinde değişiklik yoktur. Fakat zaman ve mekanın, sosyal şartların değişmesine paralel olarak ibadet şekillerinde ve bazı hükümlerde birtakım değişiklikler olmuştur. Allah, bir peygamberin getirdiği dinde olmayan bazı hükümleri, daha sonraki bir peygamberin dininde ortaya koymuştur. Önceki peygamberlerin getirdiği bazı hükümleri sonradan gönderdiği peygamberlerle ortadan kaldırmıştır.

Kuran-ı Kerimin içerdiği temel hüküm ve prensipler kıyamete kadar geçerlidir. Bunlar, zaman, mekan ve diğer şartlara bağlı olmaksızın süreklilik arz ederler. Her çağ ve toplumdaki müslümanlar için yönlendirici ve bağlayıcı niteliktedirler.

1.Kuran-ı Kerimin Nüzülü, Yazılışı, Ezberlenişi ve Mushaf Haline Getirilişi

Kuran-ı Kerim, vahiy yoluyla son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)e yaklaşık 23 sene zarfında nazil olmuştur. Hiçbir semavî kitaba nasib olmayan muazzam bir itina ve koruma ile tesbit edilmiştir. Bunun için Hz. Peygamber, birçok vahiy katibi edinmiş, âyetler nazil oldukça, vahiy katiplerine; hangi âyet, Kuran-ı Kerimin içinde hangi sûrenin neresine yerleştirilecekse, o şekilde talimat vererek yazdırmıştır.

Her âyet nazil oldukça vahiy katipleri onu bizzat Hz. Peygamberden alarak yazmışlar, sahabilerden birçoğu da inen âyetleri hemen ezberlemişlerdir.

Daha sonra gelen her nesilde binlerce müslüman Kuranı ezberlemeyi gelenek haline getirmişler ve bunu titizlikle sürdüregelmişlerdir.

Nazil olan âyetler, o günün yazı malzemeleriyle yazılıyor ve bunlar özenle muhafaza ediliyordu.

Hz. Peygamberin sağlığında bu şekilde tespit edilen Kuran-ı Kerim, Hz. Ebu Bekir zamanında, vahiy katiplerinden ve en iyi hafızlardan oluşturulan bir kurul tarafından hem hafızalardan hem de yazılı metinlerden kontrol edilerek titiz bir şekilde iki kapak arasına alınmak suretiyle mushaf haline getirilmiştir.

Hz. Osman döneminde ise, Hz. Ebubekir zamanında iki kapak arasına alınan mushaf çoğaltılarak o dönemin büyük İslam merkezlerine gönderilmiş, bir tanesi de Halifenin nezdinde kalmıştır.



KURAN-I KERİM'İN ARAPÇA ASLINI, TÜRKÇE MEALİNİ OKUMAK, SESLİ DİNLEMEK İÇİN DEVAM VE TAMAMI>>>





Hiç yorum yok: